Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi ve Antalya Kent Konseyi organizasyonu ile “Kent Kimliği Bağlamında Mimarlık, Planlama ve Tasarım” Sempozyumu düzenleniyor.
Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen sempozyum açılışına Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan’ın yanı sıra Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz Toker, Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kemal Reha Kavas, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Altunkaya, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükrü Özen, Antalya Belediye eski Başkanı Selahattin Tonguç, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruşen Keleş, sempozyumun konuşmacı katılımcıları, akademisyenler, sivil toplum örgütü temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı.
BİR ASIRDA ÜLKEMİZDE 13 BİN DEPREMDE 86 BİN KİŞİ ÖLDÜ, 603 BİN YAPI YIKILDI
Konuşmasına başlarken bu sabaha karşı yaşanan deprem nedeniyle Düzce halkına ve Türkiye’ye geçmiş olsun dileklerini ileten Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Bu olay, deprem başta olmak üzere afetlere de hazırlıklı bir şehir planlaması konusunun da önemini bizlere tekrar hatırlatıyor. AFAD verilerine göre son bir asırda ülkemizde meydana gelen 4 ve üzeri büyüklüğündeki 13 bin depremde kayıtlara göre 86 bin kişi yaşamını yitirdi, 603 bin yapı yıkıldı. Bu riske şehrimiz de uzak değil. 6’ncı ve 7’nci yüzyıllarda büyük yıkıma neden olduğu tarihi kayıtlarda yer alan Demre ve Myra depremleri ile üniversitemizin de katkısıyla tekrar ayağa kaldırılan Patara Deniz Feneri’nin de yıkıldığı 15’inci yüzyıldaki Rodos depremi gibi afetler göz önünde bulundurulduğunda, depremin bölgemiz için de tarihsel bir risk olduğunu görüyoruz. Tüm bunları göz önünde bulundurarak deprem başta olmak üzere afetlere hazırlıklı bir şehir yapılanması için gayret sarf etmeliyiz.” dedi.
ŞEHİR MERKEZİ NÜFUSUMUZ 1 MİLYONA YAKLAŞTI
Üniversite şehir bütünleşmesine gerçekten önem verdiğini söyleyen Rektör Özkan, “Bu sempozyumda tartışılacak başlıklar olan kent kimliği, kentsel tasarım, kent mimarisi ve planlama tam da bu iş birliğine ihtiyaç duyan konular. Sempozyumumuzun bu sorumluluk çerçevesinde şehrimiz için yapılacak ortak çalışmalara bir zemin sağlamasını ve katkı sunmasını diliyorum. Çünkü kentlerin tarihsel ve kültürel dokularının korunması, gelecek kuşaklara karşı ortak sorumluluğumuzdur. Yaklaşık 70 yıl önce, 1950 yılındaki nüfus sayımına göre merkez nüfusumuz 62 bindi. Bunun da sadece 27 bini şehirde yaşıyordu. Düşünün bugün 33 bin kişilik bir stadyumumuz var. 70 yıl önce kentli nüfusumuzun tamamı bu stadyumu dolduramıyordu. Bugün geldiğimiz noktada sadece üniversitemizin öğrenci sayısı 70 bine ulaştı. Şehir merkezi nüfusumuz ise 1 milyona yaklaştı.” şeklinde konuştu.
ORTAK AKLIN HAREKETE GEÇMESİ ÇOK KIYMETLİ
Şehirleşmeyle ilgili atılan olumsuz adımların zaman içinde birikim oluşturduğunu ve her geçen gün çözümün daha zorlu ve daha maliyetli hale geldiğini söyleyen Rektör Özkan, “Şehrimiz için de son 70 yılda, özellikle de turizmin başlamasının ardından son 40 yılda biriken sorunlarımız var. Bu nedenle, bu çarpıklığın temizlenmesi ve daha da önemlisi şehrimiz için doğru bir gelişim modelinin belirlenmesi için ortak aklın harekete geçmesi çok kıymetli. Dahası sürdürülebilir, bilimsel ve estetik bir kentsel tasarım ve planlama için bu ortak aklın merkezinde üniversitemizin olması da kaçınılmazdır. Şehrimize bunu borçluyuz. Şehrimiz adeta size altın tepside sunulan bir nimet. Ama biz bu zenginliği ne yazık ki çok hor kullanıyoruz. Ne yazık ki bu kötü davranış modeli aynı zamanda bulaşıcı da. Geçen yıllarda Alanya’da bir Alman’ın villasında tadilat yaparken tarihi Alanya Kalesi’nin burçlarını yıktığı hepimizin malumu. Kendi ülkesinde aklına bile getiremeyeceği bu hoyratlığı burada yapabilmesi bizim de üzerine düşünmemiz gereken bir durumdur. Şehrimizi, değerlerimizi bu hoyratlığa kurban etmemeliyiz.” ifade etti.
BÜYÜME ARZUSUNA TARIMA UYGUN ARAZİLER KURBAN EDİLMESİN
Kentsel değerleri korurken, aynı özeni tarımsal alanları korurken de göstermek gerektiğini sınırsız büyüme arzusuna tarıma uygun arazilerin kurban edilmemesi gerektiğini söyleyen Rektör Özkan, “Verimli toprakları ve zengin su kaynaklarıyla Antalya’da tarımın korunması sadece şehrimize değil, ülkemize de borcumuzdur. Ülkemiz artık hem ekonomik olarak daha güçlü hem de kentleşme konusunda yeterli tecrübeye sahip çok sayıda uzmanımız var. Yarım asırdır devam eden bu çarpık yapılaşmaya hep birlikte el koyabilir, kentleşme konusundaki yaraları sarabiliriz. Başlamak için en uygun zaman bugündür çünkü gün geçtikçe sorunlar içinden çıkılmaz bir hale gelerek birikmektedir. Buna mecburuz çünkü başka Antalya yok. Sempozyumumuzun bu anlamda bir başlangıç olmasını, yeni bir dönemin işaret fişeğini yakmasını diliyorum.” dedi.
ÇOK HIZLI GÖÇ ALAN BİR İLİMİZ VAR
Antalya Kent Konseyi’nin kuruluşuna ilgili bilgiler veren Antalya Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, “Çok hızlı göç alan bir ilimiz var. Türkiye’de üçüncü sırada göç alma hızında. Dünya’nın her yerinden milleti barındırıyor. Bu göç ile birlikte belirsizliklere mi gidiyoruz yoksa gerçekten bilinen kendini yabancı hissetmeyen bir kitleyle mi yaşıyoruz. Hızlı göç ile birlikte kentte yaşayanlar olarak yabancılaştığımız, sorunlarımızın farklılaştığını görmekteyiz. Bu sempozyumla hem nüfusu öngörüp hem de gelecekte bu başlıklar nasıl oluşturulmalı bunları da tartışacağız.” dedi.
Sempozyuma katkı veren herkese teşekkür eden ve toplantının kente yarar getirmesini dilediğini ve yöneticilerin de bu yararlardan faydalanması dileğinde bulunan Kurt, “Üniversitemize çok teşekkür ediyoruz. Üniversitenin kapılarının halka açılması bizim için çok önemli ve anlamlı. Sadece öğrencileri ve onları ilgilendiren bir kitlenin dışında kentle üniversitenin bütünleşmesi, buluşması, kente karşı sorumluluklarını yansıtması, Üniversite aklını, bilimini kente döndürdüyse bu kent için bir avantaj, bir şans. Rektörümüze çok teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.
ANTALYA KENT KONSEYİ ÜNİVERSİTEMİZİN ÇOK ÖNEMLİ PAYDAŞIDIR
Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kemal Reha Kavas, “Rektörümüzün önderliğinde üniversite-kent bütünleşmesi konusunda yürütülen çalışmalar kapsamında etkin faaliyetlerinde kent kültürünün, kimliğinin ve katılımcılığın gelişimi açısından başarılı bir örnek teşkil eden Antalya Kent Konseyi ile bu organizasyonu gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Antalya Kent Konseyi üniversitemizin çok önemli paydaşıdır. Sempozyumumuzun gelecekteki bilimsel araştırmalar içinde ilham kaynağı olacağına inanıyorum. Sempozyum içeriğinde yer alan sunumları bir kitap haline getirilerek yayınlanacağını da buradan ifade etmek istiyorum.” dedi.
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ YÖREYLE YAKIN İLİŞKİLERİ OLAN BİR ÜNİVERSİTEDİR
Sempozyum kapsamında Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruşen Keleş “Kentleşme, Kent Kimliği, Kent Yönetimi ve Planlama” konulu açılış konuşmasını gerçekleştirerek “Kentleşme dediğimiz olay dar ve geniş anlamlarda algılanabiliyor. Kentleşmenin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde Türkiye’deki özellikleri hızlı olmasıdır, dengesiz olmasıdır ve sağlıksız olmasıdır. Bölgeler arasında da büyük dengesizlikle var kentleşmenin de etkisiyle büyüyen. Ama Akdeniz bölgesi istisnai bir bölge olarak değerlendirilebilir çünkü iç turizm hareketlerinin hızlandığı yıllardan beri iç ve dış turizm hareketliliğinin merkezi olmuştur Antalya’mız.” dedi. Toplantıyı düzenleyen Akdeniz Üniversitesi ve Antalya Kent Konseyi’ne teşekkür eden Keleş “Bu tip oluşumlar başka yerlerde pek çok örneğini gördüğümüz gibi kendi içine kapanıktır. Oysa üniversite dört duvar arasına sıkışıp kalmış bir kurum olamaz. Bulunduğu yöreyle çok yakın ilişkiler içinde olması gereken bir öğretim kurumudur. Akdeniz Üniversitesi’nin bu işlevini başarıyla yerine getirdiğini görmekte mutluluk vericidir. Ayrıca Türkiye’deki bütün kent konseyleriyle iş birliği içerisinde olmuşumdur ama Antalya Kent Konseyi Türkiye’de en başarılı çalışmalar yapan kent konseylerinin bir numarasıdır.” şeklinde konuştu.
Merkeziyetçilik yerine ademi merkeziyetçiliği yönetim sisteminin batı ülkelerinden alındığını söyleyen Keleş “Akdeniz Üniversitesi’nde bulunduğumuz için göğsüm kabararak bu bir transplantasyondur arkadaşlar, organ nakli. Türkiye’de olmayan ademi merkeziyetçi bir yönetim sistemini batı ülkelerinden alıp vücuda kazandırıyorsunuz. Bir çirkin suratı güzelleştirmeye çalışıyorsunuz demokrasiye ve çağdaş yönetim esaslarına uygun hale getirmek için. 1855’de ilk belediye bu anlayışla transplantasyon sonucuyla İstanbul’da Beyoğlu ve Galata’da kuruluyor. Aradan 170 yıl geçti ama Osmanlı’dan devir alınan merkeziyetçi vücut adı belediyecilik olan organı hala kendi vücuduyla bütünleştiremedi. Vücut atıyor dışarıya çünkü yerinden yönetim demokrasi bilincinin gelişmiş olmasına ve halkın kültürünün yeterli bir düzeye gelmiş olmasına bağlı.1855’de bu organ naklini yapan Osmanlı yöneticileri Akdeniz Üniversitemizdeki cerrahlar kadar başarılı olamadığı için biz başarılı olamadık. Akdeniz Üniversitesi’ni ve onun cerrahlarını organ naklini başarıyla yapan bütün yöneticilerini yürekten kutluyorum.” ifadelerini kullandı.
Rektör Özkan açılış konuşmasını gerçekleştirdiği için Prof. Dr. Ruşen Keleş’e teşekkür belgesi takdim etti.
Açılış konuşmalarının ardından “Katılımcılık ve Kent Kimliği” konulu ilk oturum Prof. Dr. Ruşen Keleş moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Antalya Kent Konseyi İmar ve Planlama Çalışma Grubu Başkanı Şehir Plancısı Haşim Dikencik “Kentsel Planlama, Kimlik ve Katılım” konulu sunum yaptı. Antalya Kent Konseyi İmar ve Planlama Çalışma Grubu Başkan Yardımcısı ve Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi İbrahim Bakır ise “Kentsel Koruma, Kimlik ve Katılım” konulu bir konuşma yaptı. Sempozyum 24 Kasım Perşembe günü düzenlenecek diğer oturumlarla devam edecek.
Son güncelleme : 7.12.2022 13:37:47